7 Ağustos 2010 Cumartesi

İnsanÖznesi

yalnızlık, sokakta yere bakarak yürüyüp ayrıntılarda boğulma müsveddesi
içinde bozuk para bulma umudunu saklayan bir dilenci,
ilgi odağına yerleştirdiğin kavramların değişmesi;
kırışık yüzünden, gözbebeğinin içinde parlayan iri bir balon dünya.
tekrar beklemek, ne zaman uçacağını; o trajik eğlenceye seyirci kalma coşkusu.

dejavularının genel geçer kavramlar üzerine yoğunlaşması,
hayatı, sokağı, insanları, bir kadını; korunaklı bir villanın nadide papatyası olarak görmek.
geçmişe dönecek hafızadan yoksunluk, bir türk filminde, başrol sanrıları.

yalnızlık, bir tiryakinin; ayda yürürken yerde bulunan sigaraya uzanamama çaresizliği.
yalnızlık, en başından en sonunu görüp; sadece izlediğin, dokunamadığın bir 95732d film.

Bir tepsi içerisindeki boşluk!

6 Ağustos 2010 Cuma

        • fffffgfjfgjfgjfgjfgfgjfgjfgjfgjfgfgjgfjfgjgffgfhjfgjgffffffgjfgfghfgfjgfjfgjfgjfghjfghfg

      kki

3 Ağustos 2010 Salı

Saf halin, daha sevimli ve sevilesi.

Üryan


Size uzun zamandır anlattığım, temeli haykırış olan; sıkıntı ve algılayamadıklarımın yanısıra,uzun süredir kendi kendime kalmam sonucunda, artık hayatın(?) ayrıntılarına ve/veya ilişkilerinayrıntılarına değinmek yerine; aslolan 'yalnız kalamaz insan', temelini dışarda uzun süre bıraktıktan sonra, bir paslı kasede yedikten sonra kusmamdan, sonraki günlerde kustuğumu yiyip, tekrar kusmamı, ve bunun nasıl bir dejavu olduğunu anlatacağım. Ama inanın bana, bunun için güzel bir sonum var. Özümden en başından başlayıp bu hali kendime yaşatma sebeplerim, benim sıçan ama boku kokmayankudretiminb temel taşları; temelsiz, harçsız, ustasız ve sürekli arasında kaldığı ikilem( -15, +15) duyguları arasında kalmışlığın ne tür bir arabeske yol açtığı.
Vasati 36 çöp
Benim hep içimde: alt, sömrülen, varoşlar, alkolikler, fakirler KÖYÜ ile hep olmak istediğimiz çalışkan, başarılı, paralı, efendi, gurur duyulan, gezen gören, eğlenen KÖYÜ arasında yol alan bir tren, -yüksek sesli sirenleri olan tren-, siren çalarak mutlu olan, her taşı bir durak sanan piskopat makinistlerin yolculukları vardı. Arabeskten zevk alıyorsam, bütün suçlu oruspu çocuğu makinistler. İnsanın kudretide, beynide, en muhalif yanıda bu makinistleri öldüremez; doğduğumda tavımda o makinistler dövülmeli, leğendeceviz, erik ağacı yaprakları içinde yıkanırken o mikroplar öldürülemediyse, onlar benimlekene(tli) parça olmuşlarsa, buna çare olabilecek bir ilaç yok, duygusallık, arabesk, kan veya gözyaşıakarken her damlada figüre ettikleri insan karakterlerinin hepsi, -bir iki üç dört insan,garip çevreve çerçeveler- Kaçımız gelişmeye çalışırken, yenileri görürken, topluma karışırken arada kalmadı ki, Ama kimsenin makinisti kimseyi bağlamıyor, bağlamayacak.-Ya da belki aşk dedikleri.
Vasati 35 çöp
Gözüm kahverengi içinde çöp var, bakışım donuk içinde eziklik var, ışın yapar sokarım içimde piçlikte var; sokak duman, mahallemde keşler var, eskiden ip atladığım fahişe olan kızlar, en yakın olduğum mahalle arkadaşlarımdan torbacı, katil olanlar, içlerinde ruh var; Kaçak elektriğim, çalınan ekmekler, bahçemde çiçek, fonumda umay umay, arabeskim var; sırf annem üzülmesin diye tuvaletteiçtiğim sigaraların izmaritlerini attığım, camın dışında bir izmarit depom var; benim tuvalet notlarımvar, suyun üstünde kağıda yazdığım, okunaksız... Boş beyaz kağıdım, 40 watt ampülüm, ve altındaki ben ile beraber, makinistim ve milyonlarca kısık ışık figürüm var. Yazmasam içime atsam, yıllarca denizleri mahkum bırakacak, denizlerden sıkıntı dalgaları yaratacakdüşüncelerim var, benim küçük oruspu çocuğu makinistim var. Bir de sırf o deli kafasına göre takılsın diye ona kölelik yapan bir bedenim var. Tek dostum ayrıntılar var, makinistim hiç sevmez. Saflık ve Masumiyet, deneyimlerinizle öldüremediğiniz şekli ile ruhunuza dolsun ve bir ömür boyusevinç çığlıkları atsın.
Vasati 34 çöp
Keşke O; kırlar, masallar, top sahaları, bilye kavgaları ve tapa zamanları geri gelse; keşke bugünün iyi ve kötü karakter ve rolleri, sıfatlar sadece gelecekte olunabilecekler olarak bizim çocukbeynimizde kalsa ve yol yapım çalışmasının en kral mimarı 'zaman' hep çalışma olarak kalsada bir götolsa.. En güzel günler, güneşler, ay, deniz, ekmek kokusu; içimde bir mutluluk bir yana, bir burukgülümseme yaratabilse. hayatgüzel.
Vasati 33 çöp
Yanan her deve daha da boğuyor beni karanlığa; öğrencilik günlerinde yaktığım orgazm sigaralarıve fantazi mumları,izbede güneşin sadece boynu bükük birini çizdiği, duvarda. Arabeskçiye, kumarbaza, alkoliğe ve sebeplerine; evinde bir çay kaşığı kadar huzur olmayana;geçmişe------------------------şimdiye;
bir nefes sigara
bir duble rakı
ve bir el-fatiha.






2oo8

1 Ağustos 2010 Pazar

Hep daha fazlasını istemek; aldıklarıyla yetinmemek
- lüks yemekler yiyip ağızdan sıçan insan

paralel gibi.





Bir de şu var, dikkati kendi üzerinde toplayabilmek, insanların seni göremeyeceği kadar yakınına gelmesi ile alakalıdır.
2 adımla tüm devasalık, bir toz bulutu haline gelebilir.

silkelenmek, çarpma, 2adım geri atma. hepsi aynı rayda giden farklı yolların trenleri olsa gerek.

hepsi aynı tren olsa, daha kolay olmaz mıydı?